DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, barış sürecinin kritik aşamada olduğunu vurgulayarak, “Silahlar sustu; o halde şimdi yasaların, hukukun, demokrasinin görünür olması gerekiyor” dedi ve Öcalan’ın görüşlerine başvurulması çağrısını yineledi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, barış sürecinin kritik aşamada olduğunu vurgulayarak, “Silahlar sustu; o halde şimdi yasaların, hukukun, demokrasinin görünür olması gerekiyor” dedi ve Öcalan’ın görüşlerine başvurulması çağrısını yineledi.
Genel Merkez’de basın toplantısı düzenleyen DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel gelişmeleri ve partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) gündemini değerlendirdi.
Gazze’deki ateşkes
Doğan, İsrail ile Hamas arasında varılan anlaşmanın nihayet sağlanabilmiş olmasını DEM Parti olarak memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.
İki yıldır devam eden işgal ve trajedinin son bulması için tüm uluslararası aktörlerin konuya ciddiyetle yaklaşması gerektiğinin altını çizen Doğan, Gazze’deki insanlık dramına dikkat çekti.
Öcalan’ın rolü ve “anahtar çözümler” çağrısı
Doğan, “Siz başka bir şey bilmiyor musunuz DEM Parti olarak? Öcalan’ın ana aktörlüğü, temel muhataplığı. Niye yalnızca bunları ifade ediyorsunuz?” şeklinde eleştirenlere yanıt verdi.
Doğan, “Sayın Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla gerçekleşen, Sayın Öcalan’ın 9 Temmuz çağrısıyla ortaya çıkan gerçeği neden görmezden geliyorsunuz? Bu küçümsenecek, gayriciddi bir şekilde ele alınacak bir gelişme olarak değerlendirilebilir mi? Sözünü ettiğimiz konu insan hayatı. Milyonlarca insanın hayatını ilgilendiren, milyonlarca insanın geleceğini şekillendirme potansiyeli taşıyan, milyonlarca insanın nasıl yaşayacağına dair anahtar çözümler içeren iki önemli çağrıya hiç kimse bu şekilde yüzeysel yaklaşamaz” ifadelerini kullandı.
“Silahlar sustu, hukuk ve demokrasi görünür olmalı”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin geçmiş açıklamalarını hatırlatan Doğan, “Şimdi biz de diyoruz ki silahların susması önemli, ancak çatışmasızlığın kalıcı hale getirilmesi gerekiyor. Çatışmasızlığın kalıcı hale getirilebilmesi için de birtakım adımların atılması gerekiyor. Silahlar sustu; o halde şimdi yasaların, hukukun, demokrasinin görünür olması gerekiyor. Silahlar sustu; o halde şimdi tanınma ve kabul hukuken sağlanmalı. Ancak henüz yaprak kımıldamıyor” dedi.
Doğan, yeni bir döneme geçişin gerekliliklerine işaret ederken, hukukun üstünlüğünün ve adaletin tesis edilmesi, tecridin ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.
“Bir an önce Sayın Öcalan’ın görüşlerine başvurulmalıdır”
İmralı Heyeti ve Öcalan görüşmesinde altı çizildiği gibi, komisyon çalışmalarının önemine değinen Doğan, “Ancak komisyonun bir şekilde Sayın Öcalan ile irtibat kurması gerekiyor. Sayın Bahçeli bu konuda açıklamalar yaptı. Biz bu açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz. Geç de olsa Türkiye açısından değeri büyük açıklamalar. Ancak hala Meclis Başkanından ve Komisyon Başkanından bu konuya ilişkin herhangi bir açıklama gelmiyor” dedi.
Doğan, yitip giden zamanın hepimizin aleyhine işlediğini belirterek, “Bir an önce bu konuya dair Sayın Öcalan’ın görüşlerine başvurulmalıdır. Sayın Bahçeli’nin yaptığı çağrı dikkate alınmalıdır. Meclis’in asli görevi toplumsal taleplere kulak vermek ve bu talepler için çalışmalar yapmaktır” şeklinde konuştu.
Kobani Davası ve AİHM kararları
6-8 Ekim olaylarının yıldönümünü ve yarınki 10 Ekim’in 10. yılını hatırlatan Doğan, “Hala acımız taptaze, öfkemiz dip diri. İşte tarihsel anda olma nedenlerimizden biri 10 Ekim, biri de Kobanî Kumpas Davası. Bir siyasi intikam davası” dedi.
Doğan, Kobanî Kumpas Davası’ndan dolayı tutuklu bulunan başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere arkadaşlarına yöneltilen suçların suç unsuru taşımadığını ifade etti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararları doğrultusunda beraat kararı verilmesi gerektiğini belirten Doğan, “Hukuksuzlukların giderilebilmesi için bu fırsat iyi değerlendirilmeli. Daha fazla geciktirilmemeli” dedi. Doğan, Gezi Davası’nın da son bulması, Osman Kavala’nın serbest kalması, Can Atalay’ın Meclis’te olması ve Ayşe Barım’a yapılan zulmün bitmesi gerektiğini vurguladı.
Öcalan’a karşılık verilmesi gerekiyor
Sürecin kritik bir aşamada olduğunu dile getiren Doğan, sorumluluğun esasen Sayın Öcalan’a bırakılmış vaziyette olduğunu gözlemlediklerini ifade etti.
Doğan, “Evet, çok önemli, çok değerli. Ancak buna karşılık verilmesi gerekiyor. Bu karşılığın da geciktirilmemesi gerekiyor” dedi.
Suriye’deki gelişmeler ve 10 Mart Mutabakatı
Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’deki süreçle doğrudan bağlantılı değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Doğan, “Her iki ülkenin kendine özgü koşulları farklı, dinamikleri farklı, parametreleri farklı, yürütülmesi gereken prosedürler farklı. Dolayısıyla böyle doğrudan bağlantılı bir biçimde değerlendirilemez” dedi.
Doğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın DSG’ye yönelik açıklamalarına değinerek, 10 Mart Mutabakatı’nın kilit noktasının yalnızca “entegrasyon” kelimesi olmadığını, oradaki farklılıkların varlığının kabul edilmesi olduğunu söyledi.
Doğan, “Entegrasyon karşılıklı bir değişim ve dönüşüm olarak kabul edilmeli” dedi.
DEM Parti’den mektup iddialarına yanıt
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Doğan, Abdullah Öcalan’dan Özerk Yönetime mektup gönderildiği ve Zöerk Yönetimi’nde yanıt verdiği yönündeki iddialara ilişkin şunları söyledi:
“Öcalan tarafından Rojava’ya bir mektup gönderildiği ve onların da bir cevap verdiği söyleniyor. Bu dünden beri konuşuluyor. Biz 27 Şubat’tan önce de bazı mektuplar gönderildiğini söylemiştik. Bu mektuplardan biri de Rojava Yönetimi’ne. Ancak dünden beri konuşulan ve yayılan bu mektup konusunda biz sorduk, bize ulaşan bilgiye göre bu doğru değil. Böyle bir mektup yok. O şekilde, o içerikte bir mektup Özerk Yönetime ulaşmadı. Bunun bir manipülasyon olduğunu söyleyebiliriz.”
Neçirvan Barzxani’nin Ankara ziyareti
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin Türkiye ziyaretini değerlendiren Doğan, şu ifadeleri kullandı:,
“Barış süreci ve demokratik çözüm için yapılan tüm ziyaretleri kutsal çalışmalar olarak görüyoruz. Herkesin uyanık ve sorumlu davranması gerekiyor. Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Neçirvan Barzani bugün Erdoğan ile görüşecek. Bilinmelidir ki, barış arayışında olunduğunda olumlu adımlar atılmalıdır. Güney Kürdistan Hükümeti’nin de bu olumlu adımlar için sorumlu davranmasını umuyoruz. Biliyoruz ki buradaki barış, Ortadoğu’nun da barışıdır. Büyük bir öncülük edecek. Ortadoğu barışına da bir sebep olacak. Bu yüzden göreceğiz, biz de takip ediyoruz. Her iki tarafın da demokratik bir çözüm sağlayabilmesi ve bunu kalıcı hale getirebilmesi için onların da sorumlu davranması gerekiyor. Geldiğiniz için çok teşekkürler.”
Kaynak: Rûdaw