HAK‑PAR, Referandumun 8. Yıl Coşkusunu Yaşattı

Güney Kürdistan bağımsızlık referandumunun 8. yıldönümü münasebetiyle, HAK-PAR Amed İl Başkanlığı tarafından düzenlenen konferans bugün (28.09.2025) parti binasında gerçekleştirildi. Etkinliğe HAK-PAR Genel Merkez ve Diyarbakır il yöneticilerinin yanı sıra, PWK (Kürdistan Yurtseverler Partisi) Genel Merkez ve Diyarbakır il yöneticileri katıldı. Çok sayıda bağımsız yurtsever aydın ve Kürt basını ile medya mensupları da konferansta yer aldı.

Konferansın açılış konuşmasını HAK-PAR Diyarbakır İl Başkanı Mustafa Okumuş yaptı. Okumuş, referandumun önemine dikkat çekerek, “Güney Kürdistan halkı tarihsel bir adım atarak kendi geleceğini tayin etme iradesini ortaya koymuştur. 25 Eylül 2017 tarihinde gerçekleşen bağımsızlık referandumu, Kürt halkının yüz yıllardır sürdürdüğü özgürlük mücadelesinin en somut kazanımlarından biridir” dedi. Ayrıca, referandumun Kürdlerin tüm parçalarında heyecan yarattığını ve her kesim tarafından sahiplenildiğini belirterek konukları selamladı.

HAK-PAR Eski Genel Başkanı Refik Karakoç da konuşmasında, “Güney Kürdistan bağımsızlık referandumunun heyecanını tekrar yaşamak için 8. yıldönümünde bir araya geldik. Biz HAK-PAR olarak o süreçte güneye giderek referanduma destek verdik ve o heyecanı bizzat yaşadık. Kürtlerin yakın siyasi tarihinde iki önemli gelişme olmuştur: Bunlardan biri Kobani direnişi ve peşmergenin desteği, diğeri ise bağımsızlık referandumudur. Bu iki olayda bütün Kürtler ulusal refleks ile yekvücut olmuş, birlik olduklarında temel hak ve özgürlüklerini elde edebileceklerini göstermişlerdir” ifadelerini kullandı.

Programın konuşmacısı Araştırmacı ve Yazar Seid Veroj ise sözlerine şöyle başladı: “Bu yıl Güney Kürdistan bağımsızlık referandumunun üzerinden sekiz yıl geçti. Referandum, içerden ve dışardan gelen tüm engelleme girişimlerine rağmen 25 Eylül 2017’de büyük bir sorun yaşanmadan gerçekleşti. Sonuç, tüm dünyaya Kürtlerin ne istediğini açıkça gösterdi. Ancak 21 gün sonra, 16 Ekim 2017’de Irak ordusu ve Haşdê Şabi’nin desteğiyle işbirlikçi bazı Kürt gruplarının gerçekleştirdiği saldırılar sonucu, başta Kerkük olmak üzere anayasa gereği tartışmalı bölgeler yeniden kontrol altına alındı. Tüm baskılara ve olumsuzluklara rağmen, bu tarihi adımı hafızalarda diri tutmak, Kürt tarihsel ve ulusal hafızasının yenilenmesi açısından son derece önemlidir.”

Kaynak: HABER MERKEZİ